DJI, ABD’deki coğrafi sınırları kaldırıyor: Drone güvenliğinde yeni bir dönem

DJI, yıllardır ABD’de uyguladığı drone uçuşlarını kısıtlayan coğrafi sınır politikasını sona erdirdi. 13 Ocak itibarıyla, şirketin Fly uygulamasında havaalanları, nükleer santraller ve orman yangınları gibi daha önce uçuşa yasak olarak kabul edilen alanlar, Federal Havacılık İdaresi (FAA) tarafından belirlenen “geliştirilmiş uyarı bölgeleri” olarak gösterilecek. Ancak bu alanlar artık drone operatörleri tarafından kolaylıkla aşılabilecek, zira DJI’nin yazılımı bu alanlarda uçuşu engellemeyecek, sadece uyarıda bulunacak.

DJI, bu hamlesini “kontrolü yeniden drone operatörlerinin ellerine vermek” olarak tanımlıyor. Şirketin küresel politika başkanı Adam Welsh, bu değişikliğin FAA’nın 2024 başlarında yürürlüğe girecek olan Uzaktan Kimlik zorunluluğu ile uyumlu olduğunu belirtiyor. Uzaktan Kimlik teknolojisi, dronların bir “plaka” gibi kimlik bilgilerini yayınlamasını sağlayarak yetkililere mevcut kuralları uygulamak için gereken araçları sunuyor.

Tartışmalı Bir Adım

Bu karar, ABD’de drone güvenliği konusunda artan endişelerin ortasında alındı. Özellikle Los Angeles’taki orman yangınlarıyla mücadele sırasında bir DJI drone’unun yangınla mücadele uçaklarına zarar vermesi, bu endişeleri daha da artırdı. Söz konusu olayda, drone’un 250 gramdan hafif olduğu ve Uzaktan Kimlik zorunluluğuna tabi olmadığı ortaya çıktı. FBI, bu tür dronların pilotlarını tespit etmekte zorlanıyor ve bu nedenle geri izleme yöntemleri kullanmak zorunda kalıyor.

DJI’ın bu kararı, ABD’de daha geniş bir ticari ortamda karşılaştığı zorluklarla da bağlantılı olabilir. Şirket, Çin Askeri Şirketi olarak sınıflandırılmasının ardından ithalat yasaklarıyla karşı karşıya. Bu bağlamda, DJI’nin coğrafi sınırlama politikasını sona erdirmesi, şirketin stratejik bir hamlesi olarak değerlendiriliyor.

Güvenlik Endişeleri

DJI’ın eski küresel politika başkanı Brendan Schulman, bu adımı eleştirenler arasında. Schulman, coğrafi sınırların kaldırılmasının havacılık güvenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Schulman’a göre, geçmişte coğrafi sınırların otomatik olarak uygulanması, havacılık güvenliğine önemli katkılar sağladı.

Bu yeni yaklaşım, operatörlerin ve drone kullanıcılarının daha fazla sorumluluk almasını gerektiriyor. DJI, kullanıcıların uçuşlarının her zaman güvenli ve yerel yasalara uygun olmasını sağlamaları gerektiğini hatırlatıyor. Drone operatörlerinin, geliştirilmiş uyarı bölgelerinde uçuş izni almak için doğrudan FAA ile iletişime geçmeleri gerekiyor.

Gelecek Ne Getirecek?

DJI’nin bu politik değişikliği, drone teknolojisi ve kullanımına ilişkin küresel düzenlemeler ve güvenlik protokolleri üzerinde önemli etkiler yaratabilir. ABD’de, bu hamlenin nasıl karşılanacağı ve pratikte nasıl sonuçlar doğuracağı yakından takip edilecek. Operatörlerin ve yetkililerin, bu yeni dönemde drone güvenliğini sağlama konusunda daha proaktif bir rol üstlenmeleri gerekecek.

Bu gelişme, drone endüstrisinin gelecekte nasıl şekilleneceği ve kullanıcıların bu teknolojiyi nasıl kullanacakları konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. DJI’nin bu kararı, drone teknolojisinin daha geniş ve daha karmaşık bir kullanım alanına yayılmasında yeni bir sayfa açıyor.