DeepSeek: Yapay zekada yeni süper güç mü?

Çin merkezli DeepSeek, yapay zeka dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Kısa sürede App Store ve Google Play sıralamalarında zirveye çıkan sohbet robotu uygulaması, teknoloji devlerini tedirgin edecek kadar büyük bir çıkış yaptı. Yatırımcılar ve sektör uzmanları, ABD’nin yapay zeka yarışındaki liderliğini sürdürebileceğini sorgulamaya başlarken, DeepSeek’in çığır açan teknolojisi ve agresif iş modeli, pazardaki dengeleri sarsıyor.

Peki, DeepSeek bu noktaya nasıl geldi? Yapay zeka ekosisteminde nasıl bir rol oynuyor? Ve en önemlisi, küresel teknoloji savaşında nasıl bir tehdit oluşturuyor?

DeepSeek’in Yükselişi: Finans Dünyasından Yapay Zeka Girişimine

DeepSeek, aslında bir yapay zeka girişimi olarak başlamadı. Şirketin temelleri, 2015 yılında Çinli girişimci Liang Wenfeng tarafından kurulan High-Flyer adlı kantitatif bir hedge fonuna dayanıyor. High-Flyer, yapay zeka destekli işlem kararlarıyla dikkat çekerken, 2019 yılında algoritmaların gücünü artırmaya yönelik yatırımlar yapmaya başladı.

2023 yılına gelindiğinde High-Flyer, finansal piyasaların ötesine geçerek bağımsız bir yapay zeka girişimi olan DeepSeek’i kurdu. Bu girişim, yapay zeka araştırmalarına odaklanarak kendi yapay zeka modellerini geliştirmeye başladı. DeepSeek’in en büyük avantajlarından biri, veri merkezi altyapısını sıfırdan inşa etmesi oldu. Ancak Çin’deki diğer yapay zeka şirketleri gibi, ABD’nin çip ihracat kısıtlamalarıyla karşı karşıya kaldı. OpenAI ve Google gibi rakipleri, en gelişmiş Nvidia H100 çiplerini kullanırken, DeepSeek daha az güçlü olan Nvidia H800 çiplerine yönelmek zorunda kaldı.

Buna rağmen, şirket teknik ekibini hızla genişletti ve Çin’in en iyi üniversitelerinden doktoralı yapay zeka araştırmacılarını bünyesine kattı. Üstelik, The New York Times’a göre, şirket yalnızca bilgisayar bilimcilerini değil, farklı disiplinlerden uzmanları da işe alarak yapay zeka modellerini daha geniş bir perspektiften geliştirmeyi amaçladı.

DeepSeek’in Oyun Değiştirici Modelleri: V3 ve R1

DeepSeek’in adını küresel yapay zeka pazarında duyurması, Kasım 2023’te piyasaya sürdüğü DeepSeek Coder, DeepSeek LLM ve DeepSeek Chat ile başladı. Ancak asıl kırılma noktası, DeepSeek-V2 modelinin piyasaya sürülmesi oldu.

DeepSeek-V2, yalnızca yüksek performansı ile değil, aynı zamanda rakiplerinden çok daha düşük maliyetli olmasıyla dikkat çekti. Bu gelişme, ByteDance ve Alibaba gibi dev şirketlerin yapay zeka fiyatlandırmalarını düşürmelerine ve bazı modellerini ücretsiz sunmalarına neden oldu.

Aralık 2024’te tanıtılan DeepSeek-V3, şirketin uluslararası alandaki etkisini daha da artırdı. Şirketin açıklamalarına göre, DeepSeek-V3, OpenAI’nin GPT-4o modeli de dahil olmak üzere birçok kapalı yapay zeka modelini geride bıraktı. Model, genel dil anlama, görüntü analizi ve kod yazma gibi alanlarda üstün performans gösteriyor.

Ancak asıl dikkat çeken yenilik DeepSeek R1 oldu. Ocak 2025’te duyurulan bu model, akıl yürütme yetenekleri ile ön plana çıktı. R1, kendisini kontrol edebilen bir model olarak tasarlandı ve fizik, matematik ve bilimsel analizlerde hata oranını önemli ölçüde düşürdü.

Bununla birlikte, DeepSeek modellerinin Çin hükümetinin internet düzenlemelerine tabi olması önemli bir dezavantaj olarak görülüyor. Örneğin, Tiananmen Meydanı veya Tayvan’ın özerkliği gibi konularda yanıt vermiyor. Bu durum, DeepSeek’in uluslararası alandaki büyümesini sınırlayabilecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.

DeepSeek’in İş Modeli: Bedava mı, Yoksa Stratejik Bir Hamle mi?

DeepSeek’in en büyük bilinmezlerinden biri iş modeli. Şirket, birçok ürününü piyasa değerinin çok altında fiyatlandırıyor ve hatta bazılarını tamamen ücretsiz sunuyor.

DeepSeek yöneticileri, bu stratejinin yüksek verimlilik sayesinde mümkün olduğunu iddia ediyor. Ancak bazı uzmanlar, şirketin sürdürülebilir bir gelir modeli oluşturup oluşturamayacağı konusunda şüpheci.

Öte yandan, DeepSeek’in açık kaynak topluluğundaki etkisi giderek büyüyor. Hugging Face CEO’su Clem Delangue’ye göre, platformda şu ana kadar 2,5 milyon kez indirilen 500’den fazla DeepSeek R1 türev modeli geliştirildi. Bu, yapay zeka ekosisteminde DeepSeek modellerinin hızla benimsendiğini gösteriyor.

DeepSeek ve Küresel Teknoloji Savaşı: ABD İçin Bir Tehdit mi?

DeepSeek’in yükselişi, yalnızca yapay zeka sektörünü değil, küresel teknoloji dengelerini de değiştirme potansiyeline sahip. Şirketin agresif büyüme stratejisi ve düşük maliyetli yapay zeka modelleri, ABD merkezli teknoloji devleri için ciddi bir rekabet baskısı yaratıyor.

Nvidia’nın hisse senedi fiyatının %18 düşmesi ve OpenAI CEO’su Sam Altman’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalar, DeepSeek’in etkisinin boyutunu gösteriyor. Microsoft’un DeepSeek’i Azure AI Foundry platformuna entegre etmesi, şirketin Batı pazarında da dikkat çektiğini gösteren bir başka gelişme.

Ancak ABD hükümeti, Çin merkezli yapay zeka modellerine yönelik artan temkinli tavrını sürdürüyor. Özellikle yapay zekanın uluslararası güvenlik ve siber tehditler açısından potansiyel riskler taşıması, Washington’ın DeepSeek gibi şirketlere yönelik yeni kısıtlamalar getirmesine yol açabilir.

DeepSeek Yapay Zekanın Geleceğini Şekillendirebilir mi?

DeepSeek’in hızlı yükselişi, yapay zeka dünyasında yeni bir dönemin habercisi olabilir. Şirketin geliştirdiği düşük maliyetli, yüksek performanslı yapay zeka modelleri, rekabeti artırırken, ABD merkezli şirketlerin mevcut liderliklerini koruyup koruyamayacakları konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Ancak DeepSeek’in Çin hükümetiyle olan bağı ve düzenleyici sınırlamalar, uluslararası büyümesini zorlaştırabilir. Yine de, şirketin teknolojik yenilikleri ve açık kaynak topluluğundaki etkisi, onu yapay zeka dünyasında önemli bir oyuncu haline getirmeye devam edecek gibi görünüyor.

DeepSeek, gerçekten yapay zekanın geleceğini şekillendirebilecek mi? Yoksa bu yükseliş, geçici bir rüzgar mı? Zaman gösterecek.