Waymo, uzun yıllardır sürdürdüğü otonom araç çalışmalarında önemli bir kilometre taşını daha geride bırakarak, Silikon Vadisi’nde 7/24 robotaksi hizmetini başlattı. Şirket, Mountain View, Palo Alto, Los Altos ve Sunnyvale’in bazı bölgelerini kapsayan 27 mil karelik bir alanda, belirli müşterilere tamamen sürücüsüz araçlarla yolculuk imkanı sunacak. Bu hamle, otonom ulaşımın yaygınlaşmasında kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Silikon Vadisi’nden Başlayan Bir Yolculuk
Waymo’nun kökleri, Google’ın 2009 yılında başlattığı otonom araç projesine dayanıyor. Google’ın kurucuları Sergey Brin ve Larry Page’in, mühendislerden Silikon Vadisi’ni baştan başa kapsayan rotalarda insan müdahalesi olmadan araçları sürmelerini istemesiyle başlayan bu süreç, yıllar içinde büyük bir dönüşüm geçirdi. 2016 yılında Google’ın çatı şirketi Alphabet’in bir yan kuruluşu olarak bağımsız hale gelen Waymo, bugün dünyanın en gelişmiş otonom sürüş teknolojilerinden birine sahip olarak gösteriliyor.
Waymo’nun Silikon Vadisi’nde başlattığı 7/24 robotaksi hizmeti, şirketin köklü geçmişine bir geri dönüş niteliğinde. Waymo Baş Ürün Sorumlusu Saswat Panigrahi, yaptığı açıklamada, “Silikon Vadisi’ndeki tamamen otonom araç çağırma hizmetimizi devreye sokmak, bizim için özel bir dönüm noktası. Burası, Waymo’nun başladığı yer ve merkezimizin bulunduğu yer. Şimdi yerel topluluğumuza sorunsuz yolculuklar, daha güvenli yollar ve sürdürülebilir ulaşım getiriyoruz” dedi.
Genişleme ve Stratejik Ortaklıklar
Waymo’nun Silikon Vadisi’ndeki genişlemesi, şirketin ticari operasyonlarını hızlandırma hamlelerinin bir parçası. Daha önce sadece Waymo çalışanları ve Google merkezine bağlı sınırlı bir kullanıcı kitlesinin erişimine açık olan bu hizmet, artık halka açılıyor. Başlangıçta sadece belirli bir müşteri grubuna davetiyeli olarak sunulacak olsa da, şirketin kademeli olarak daha fazla kullanıcıyı platforma dahil etmesi bekleniyor.
Bu genişleme, Waymo’nun ABD genelinde yürüttüğü agresif büyüme stratejisinin bir devamı niteliğinde. Geçtiğimiz hafta, Waymo ve Uber iş birliğiyle Austin, Teksas’ta robotaksi hizmeti başlatıldı. Bu ortaklık kapsamında, Uber kullanıcıları belirlenen bölgelerde bir Waymo aracı ile eşleştirilebiliyor. Şirket, bu hizmeti yılın ilerleyen dönemlerinde Atlanta’ya da genişletmeyi planlıyor. Ayrıca Waymo, Miami’de Afrika merkezli mobilite girişimi Moove ile ortaklık kurarak yeni pazarlara açılmaya devam ediyor.
Waymo’nun genişleme planları sadece mevcut ticari operasyonlarıyla sınırlı değil. Şirket, Las Vegas ve San Diego da dahil olmak üzere 10 yeni ABD şehrinde test çalışmaları yapmayı planlıyor. Bu agresif büyüme hamlesinin arkasında, geçtiğimiz yıl tamamlanan 5,6 milyar dolarlık yatırım turunun büyük bir payı var. Bu yatırım, Waymo’nun değerini 45 milyar dolara çıkararak şirketi sektörün en güçlü oyuncularından biri haline getirdi.
Rekabet Kızışıyor: Otonom Taksi Savaşları
Waymo’nun bu hızlı genişlemesi, rakiplerini de harekete geçirdi. General Motors’un sahibi olduğu Cruise, geçtiğimiz aylarda yaşadığı kazalar ve düzenleyici baskılar nedeniyle ticari faaliyetlerini askıya almak zorunda kalmıştı. Cruise’un sahneden çekilmesi, Waymo’yu ABD’de lider robotaksi şirketi haline getirdi. Ancak şirketin karşısında yeni rakipler var.
Tesla CEO’su Elon Musk, uzun süredir vaat ettiği robotaksi hizmetinin bir versiyonunu Haziran ayında Austin’de başlatmayı planladıklarını duyurdu. Musk’ın açıklamalarına göre, Tesla’nın tamamen otonom sürüş teknolojisine sahip araçları, yıl sonuna kadar Kaliforniya ve diğer eyaletlerde de hizmet vermeye başlayabilir. Bunun yanı sıra, Uber ve Rus teknoloji devi Yandex’in yan kuruluşu Avride, 2025 içinde Dallas’ta robotaksi hizmeti başlatmayı hedefliyor. Amazon’un sahibi olduğu Zoox ise Las Vegas’ta ticari lansman yapmaya hazırlanıyor ve nihayetinde San Francisco pazarına da girmeyi planlıyor.
Otonom Ulaşımın Geleceği
Waymo’nun Silikon Vadisi’ndeki yeni hizmeti, sürücüsüz araç teknolojisinin artık günlük yaşamın bir parçası haline gelmeye başladığını gösteriyor. Şirketin genişleme planları, otonom araçların sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmayacağını, daha geniş bir coğrafyada yaygınlaşacağını işaret ediyor. Ancak bu süreç, düzenleyici kurumların denetimleri, güvenlik kaygıları ve teknolojinin olgunlaşması gibi birçok faktöre bağlı olarak şekillenecek.
Şu an için Waymo’nun Silikon Vadisi’nde sunduğu hizmet, yalnızca belirli bir müşteri grubuna açık olsa da, şirketin zamanla tüm kullanıcılara erişim sağlayacağı öngörülüyor. Otonom ulaşımın yaygınlaşmasıyla birlikte, şehir içi taşımacılıkta güvenlik, verimlilik ve çevresel sürdürülebilirlik gibi konular daha fazla önem kazanacak.
Özetle, Waymo’nun attığı bu adım, geleceğin otonom ulaşım sistemlerinin temel taşlarından biri olarak değerlendiriliyor. Şirketin hızla genişleyen ağı, rakiplerin piyasaya girmesi ve yeni teknolojilerin devreye alınmasıyla birlikte, önümüzdeki yıllarda şehir içi ulaşımın tamamen dönüşebileceğini gösteriyor. Silikon Vadisi’nde başlayan bu değişim dalgası, yakında dünyanın dört bir yanına yayılabilir.