Bluesky, yapay zeka için veri toplama konusunda yeni bir standart öneriyor

Sosyal medya dünyasının yükselen isimlerinden Bluesky, geçtiğimiz günlerde GitHub üzerinden paylaştığı yeni bir teklifle kullanıcılarının dikkatini çekti. Şirket, kullanıcıların içeriklerinin yapay zeka eğitimi ve arşivleme gibi amaçlarla kullanılmasına yönelik yeni bir kontrol mekanizması sunmayı planlıyor. Bu teklif, platformun şeffaflık anlayışına bir yenisini eklerken, kullanıcılar arasında endişeleri de beraberinde getirdi.

Bluesky CEO’su Jay Graber, South by Southwest etkinliğinde konuyla ilgili açıklamalarda bulunsa da tartışmalar asıl olarak Cuma gecesi kendi platformunda yaptığı bir paylaşımla alevlendi. Bazı kullanıcılar, Bluesky’nin daha önce reklam verenlere veri satmayacağı ve yapay zeka eğitiminde kullanıcı içeriklerini kullanmayacağı yönündeki açıklamalarına ters düştüğünü savundu.

Kullanıcılardan biri, “Aman, kesinlikle hayır! Bu platformun güzelliği, verilerin paylaşılmamasıydı. Özellikle yapay zeka için. Şimdi pes etmeyin.” şeklinde tepki gösterdi.

Bluesky Neden Böyle Bir Adım Atıyor?

Graber, halihazırda üretken yapay zeka şirketlerinin web genelinde herkese açık verileri topladığını ve Bluesky’deki içeriklerin de bu süreçten muaf olmadığını belirtti. Bluesky’nin amacı, veri toplanmasını tamamen engellemek yerine, kullanıcıların bu süreçte daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlamak.

Bu noktada platform, web sitelerinin arama motoru botlarına erişimlerini düzenlemek için kullandığı robots.txt dosyasına benzer bir yapı geliştirmeyi hedefliyor. Bu yeni standart, Bluesky içeriğinin nasıl kullanılacağını belirlemeye yönelik “etik ve beklenti temelli” bir mekanizma oluşturmayı amaçlıyor.

Bluesky’nin önerdiği sistem, kullanıcıların verilerini dört farklı kategoride kontrol etmesine olanak tanıyor:

  1. Üretken yapay zeka eğitimi
  2. Protokol köprüleme (farklı sosyal ekosistemleri bağlama)
  3. Toplu veri kümeleri
  4. Web arşivleme (örneğin, Wayback Machine gibi projeler için kayıt alma)

Kullanıcılar, bu kategorilere izin verip vermeyeceklerini belirleyerek, verilerinin nasıl kullanılacağına dair tercihlerini gösterebilecekler. Ancak burada önemli bir detay var: Bu tercihlerin yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor.

Yeni Standartlar Gerçekten İşe Yarayacak mı?

Bluesky’nin bu adımı bazı çevreler tarafından olumlu karşılandı. Web3 is Going Just Great blogunun yazarı Molly White, teklifin aslında kullanıcıları korumaya yönelik iyi bir hamle olduğunu savunarak, “Bu bir veri madenciliği izni değil, aksine kullanıcıların verilerinin nasıl kullanılacağına dair tercihlerini iletmelerini sağlayan bir sinyal.” dedi.

Ancak White, bu tür sinyallerin yalnızca “iyi niyetli” şirketler tarafından dikkate alınacağını ve veri madenciliği yapan bazı kuruluşların bu tercihlere uymayacağını da ekledi. Nitekim geçmişte bazı yapay zeka şirketleri, robots.txt dosyasını görmezden gelerek veri toplamaya devam etti.

Bluesky’nin geliştirdiği sistemin, kötü niyetli aktörler karşısında ne kadar etkili olacağı şu an için belirsizliğini koruyor. Ancak bu adım, platformun kullanıcılarına daha fazla şeffaflık sunma çabalarının bir yansıması olarak görülüyor.

Kullanıcılar Ne Yapmalı?

Bluesky’nin yeni teklifinin kullanıcılar için önemli bir değişiklik sunduğu açık. Ancak bu teklifin gerçekten bir koruma sağlayıp sağlamayacağı, zamanla netleşecek. Kullanıcıların verilerini nasıl yöneteceklerini bilmeleri ve bu tür değişiklikleri yakından takip etmeleri kritik öneme sahip.

Bluesky, merkeziyetsiz yapısıyla alternatif bir sosyal medya deneyimi sunarken, kullanıcı verilerinin nasıl kullanılacağına dair daha fazla kontrol sağlamayı vaat ediyor. Ancak bu kontrolün pratikte ne kadar etkili olacağı, yapay zeka şirketlerinin ve diğer veri toplayıcılarının bu yeni mekanizmaya nasıl yaklaşacağıyla doğrudan bağlantılı olacak.