ABD’de dijital varlıklar ve kripto para sektörüne yönelik düzenlemelerde köklü bir değişim rüzgarı esiyor. Donald Trump’ın yeniden iktidara gelişiyle birlikte ABD Adalet Bakanlığı, kripto para suçlarına yönelik yürütülen cezai uygulamalarda önemli bir politika değişikliğine gitti. Federal savcılara gönderilen bir muhtıra ile Ulusal Kripto Para Uygulama Ekibi’nin dağıtıldığı duyuruldu. Bu karar, Biden döneminde kurulan ve büyük ölçekli soruşturmalarla adından söz ettiren birimin sessiz sedasız sona erdirildiğini resmen ilan etti.
Yeni Öncelik: Terör ve Ağır Suçlarla Bağlantılı Kripto Kullanımı
Başsavcı Yardımcısı Todd Blanche imzalı belgede, Adalet Bakanlığı’nın artık kripto para borsalarına, karıştırma hizmetlerine ya da soğuk cüzdanlara doğrudan müdahalede bulunmayacağı açıkça ifade ediliyor. Bunun yerine, öncelikli hedefin, dijital varlıkları organize suç, terörizm, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve siber suçlar gibi ağır suçların finansmanında kullanan kişilerin soruşturulması olacağı belirtildi.
Muhtırada dikkat çeken bir başka vurgu ise, savcılara dijital varlık işlemlerindeki düzenleme ihlallerine karşı ceza davası açmamaları yönündeki talimat. Özellikle, lisanssız para transferi veya kayıt dışı menkul kıymet satışı gibi mali ihlallerin, sanığın kuralları bilerek çiğnediği kanıtlanmadığı sürece kovuşturma konusu yapılmayacağı bildirildi. Bu da Adalet Bakanlığı’nın, “cezai yaptırımlarla düzenleme” anlayışından resmen vazgeçtiğini ortaya koyuyor.
Sektöre Sinyal: Devletin Eli Çekiliyor
Trump yönetiminin bu hamlesi, kripto sektörü için sadece yasal değil, aynı zamanda sembolik anlamlar da taşıyor. Kripto para borsalarının, merkeziyetsiz finans projelerinin ve çevrimdışı cüzdan hizmetlerinin artık düzenleyici baskıdan büyük ölçüde kurtulacağı bir döneme giriliyor. Bu da, sektör temsilcileri tarafından uzun süredir dile getirilen “aşırı düzenleme” şikayetlerine yönelik radikal bir yanıt niteliğinde.
Özellikle Robinhood ve Coinbase gibi şirketlere yönelik başlatılmış menkul kıymet davalarının da sonlandırılması, düzenleyici iklimin nasıl hızlı bir şekilde değiştiğini gösteriyor. Robinhood CEO’su Vlad Tenev’in Trump’ın yemin törenine yaptığı milyon dolarlık bağışın ardından şirketin, Trump’a ait meme coin’i listelemesi ise bu yeni düzenin siyasi ve ekonomik etkileşimlerine dair dikkat çekici bir örnek sunuyor.
Biden Döneminin Tersine Dönüşü
Hatırlanacağı üzere, 2022 yılında Biden yönetimi altında kurulan Ulusal Kripto Para Uygulama Ekibi, Binance’e yönelik 4,3 milyar dolarlık ceza ile sonuçlanan büyük çaplı soruşturmalarla kamuoyunun gündemine oturmuştu. Ancak Trump’ın göreve yeniden gelmesiyle birlikte bu dönem kapanıyor gibi görünüyor.
Blanche’ın muhtırasında, Biden döneminde ceza adalet sisteminin fiili bir düzenleyici araca dönüştürüldüğü yönünde eleştiriler yer aldı. Yeni anlayışta ise bu tür cezai işlemlerin artık finansal düzenleyici kurumlara bırakılacağı ve Adalet Bakanlığı’nın yalnızca ciddi suçlarla ilişkili vakalara müdahil olacağı açıkça ortaya kondu.
Trump’ın Kripto Açılımı: Strateji mi, Yatırım mı?
Trump’ın kriptoya bakışındaki dönüşüm yalnızca politika düzeyinde değil, aynı zamanda kişisel yatırımlarla da dikkat çekiyor. Son yıllarda Trump ve ailesi, merkezi olmayan dijital banka projesi World Liberty Financial gibi girişimlerle doğrudan sektörde yer aldı. Bu projelerin milyonlarca dolarlık token satışı gerçekleştirdiği ve elde edilen gelirin büyük kısmının Trump bağlantılı kuruluşlara aktarıldığı iddiaları ise, çıkar çatışması tartışmalarını beraberinde getiriyor.
Ayrıca Trump’ın ve eşi Melania’nın ismini taşıyan meme coin projeleriyle doğrudan kazanç sağladığı da biliniyor. Bu durum, yönetimin aldığı düzenleyici kararlarla kişisel kazançlar arasındaki ilişkiyi kamuoyunun gözünde daha da tartışmalı hale getiriyor.
Piyasa Belirsizlik İçinde
Bu düzenleme gevşemeleri, ilk bakışta sektör için olumlu bir gelişme gibi görünse de piyasalarda beklenen iyimserliği yaratmadı. Bitcoin, Mart ayında ulaştığı 110.000 dolarlık zirveden sonra yaklaşık 78.000 dolara kadar geriledi. Aralık ayından bu yana dijital varlık piyasasından 1,2 trilyon dolar silindiği tahmin ediliyor.
Bu da, yalnızca düzenlemelerin değil, aynı zamanda küresel ekonomik eğilimlerin ve yatırımcı güveninin de piyasa üzerinde ne denli etkili olduğunu gösteriyor. Trump yönetiminin kripto sektörüne serbestlik sunması, kendi başına piyasa istikrarı garantisi vermiyor.
Yeni Dönem, Yeni Sınavlar
Adalet Bakanlığı’nın kripto suçlarına yaklaşımında yaptığı bu radikal değişiklik, ABD’nin dijital varlık politikasında bir dönüm noktası olarak kayda geçti. Ancak bu yeni serbestlik ortamı, yatırımcı güvenliği, piyasa bütünlüğü ve kara para aklama gibi risklerin nasıl yönetileceği konusunda ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Trump yönetiminin “düzenlemesiz büyüme” stratejisi, kısa vadede sektör için rahatlama sunsa da, uzun vadede düzenleyici boşlukların ve potansiyel kötüye kullanımların yol açabileceği krizlerle sınanabilir. ABD’nin dijital finans geleceği, belki de hiç olmadığı kadar belirsiz ama aynı zamanda şekillenmeye de bu kadar yakın.