Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yapay zeka uzmanları, teknolojinin geleceği konusunda iyimser bir tablo çizerken, halkın bu konuda giderek daha fazla kaygı duyduğu ortaya çıktı. Pew Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan yeni bir rapor, bu iki grubun algılarındaki keskin ayrımı gözler önüne seriyor. 1.000’den fazla yapay zeka uzmanı ve 5.000’den fazla Amerikalı yetişkinin katıldığı anket, yapay zeka teknolojisinin insanlar üzerindeki etkisi konusunda önemli veriler sunuyor.
Uzmanlar yapay zekanın faydalarına inançlarını sürdürürken, halkın endişeleri giderek artıyor. Rapor, uzmanların yaklaşık dörtte üçünün, yapay zekanın kendilerine kişisel olarak fayda sağlayacağına inandığını, halkın ise yalnızca dörtte birinin aynı düşünceye sahip olduğunu gösteriyor. Bu, yapay zekanın toplumda daha geniş bir etki yaratacağına dair uzmanlar arasında artan iyimserlik ile halkın işsizlik, güvenlik ve teknolojiye dair korkuları arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor.
İş Kaybı Endişesi ve Güven Eksikliği
Halkın yapay zekaya duyduğu güvensizlik, teknolojinin çalışma hayatındaki yerini nasıl şekillendireceği konusundaki belirsizliklerle daha da derinleşiyor. Uzmanlar, yapay zekanın işleri daha verimli hale getirebileceğini savunurken, birçok Amerikalı işlerinin makineler tarafından alınmasından korkuyor. Yetişkinlerin büyük bir kısmı, yapay zekanın hayatlarında nasıl kullanılacağı konusunda çok az kontrole sahip olduklarını belirtiyor. Bu, yalnızca halk arasında değil, yapay zeka uzmanları arasında da benzer bir kaygıyı yansıtıyor. Ayrıca, yapay zekanın hükümetler veya özel sektör tarafından sorumlu bir şekilde düzenlenmesi gerektiğine dair güven eksikliği de dikkat çekiyor. Yüzlerce kişi, bu konuda gerekli önlemleri alacak yetkinliği bulmadıklarını dile getiriyor.
Yetersiz Düzenlemeler ve Kamuoyu Şüpheciliği
ABD hükümetinin teknoloji düzenlemeleri konusunda gösterdiği yetersizlik, kamuoyunun hükümetin yapay zeka ile ilgili potansiyel tehditleri yönetme yeteneğine olan güvenini zedeliyor. Kongre’nin, teknoloji CEO’larıyla yaptığı duruşmalar genellikle halk arasında alay konusu olurken, uzmanlar, yasa koyucuların teknolojiye dair derinlemesine bir anlayışa sahip olmadığını vurguluyor. Bu durum, halkın yapay zeka konusunda duyduğu güvensizliği daha da pekiştiriyor.
Özellikle, OpenAI CEO’su Sam Altman’ın, 2025 yılı itibarıyla yapay zeka aracılarının iş gücüne katılıp, şirketlerin çıktılarını önemli ölçüde değiştireceğini söylemesi, teknolojinin gelecekteki potansiyeline dair büyük bir beklenti oluşturmuş olsa da, bu tür iddialar halk arasında endişe yaratıyor. Yapay zeka tarafından yönlendirilen bir geleceğe inanmak, halkın büyük bir kısmı için halen uzak bir ihtimal gibi görünüyor. Bu nedenle, Amerikalıların çoğu, yapay zekanın hayatlarında herhangi bir yetkisi olduğuna inanmadığını belirtiyor.
Z Kuşağının Yapay Zeka İle İlişkisi: Kaygılar ve Umutlar
Yapay zeka teknolojisinin en çok etkileyeceği kesimlerden biri, kuşkusuz Z Kuşağı. Gallup ve Walton Family Foundation tarafından yapılan bir araştırma, Z Kuşağı’nın yapay zeka araçlarına büyük ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor. Ancak bu, onların bu teknolojilere güven duydukları anlamına gelmiyor. Yüzde 79’u yapay zeka araçlarını kullanıyor olsa da, Z Kuşağı üyelerinin neredeyse yarısı, yapay zekanın kendilerini heyecanlandırmaktan çok kaygılandırdığını ifade ediyor. Bu jenerasyon, yapay zekanın iş gücü üzerindeki etkilerini, özellikle de iş ve eğitimde nasıl bir dönüşüm yaratacağı konusunda temkinli bir şekilde değerlendiriyor.
Z Kuşağı’nın, yapay zekanın eleştirel düşünme becerilerini zayıflatacağı konusunda endişeleri var. Bunun yanı sıra, yapay zekanın daha verimli çalışmaya yardımcı olacağına inansalar da, teknolojinin iş gücüne etkisi hakkında ciddi şüpheler taşıyorlar. Araştırmalar, Z Kuşağı’nın yapay zeka ile ya da yapay zeka tarafından yapılan işlere insan müdahalesi kadar güvenmediğini gösteriyor.
Eğitim ve işyerlerinde de yapay zekayı ne şekilde kullanacaklarına dair net bir politika eksikliği söz konusu. Z Kuşağı’nın büyük bir kısmı, okullarında ve iş yerlerinde yapay zeka ile ilgili düzenlemelerin belirsiz olduğunu ifade ediyor. Ancak, bu konuda daha net bir yaklaşım sergileyen kurumlarda, gençlerin yapay zeka araçlarıyla daha güvenli bir şekilde etkileşimde bulunabileceği ve teknolojiye daha fazla güven duyabileceği görülüyor.
Güvenin Yeniden İnşa Edilmesi Gerekiyor
Yapay zeka, hızla gelişiyor ve hayatımızın her alanında yer edinmeye başlıyor. Ancak bu teknolojinin toplumsal kabulü, henüz uzmanların umutlarını karşılayacak seviyeye ulaşmış değil. Halk, özellikle de Z Kuşağı, yapay zekanın faydalarından çok potansiyel tehlikelerine odaklanıyor. Güven eksikliği, yapay zekanın toplumda daha geniş bir şekilde kabul edilmesi için önemli bir engel oluşturuyor. Bu, sadece teknolojinin gelişimiyle ilgili değil, aynı zamanda onu yöneten politikaların ve kurumların da halkın güvenini kazanması gerektiğini gösteriyor. Bu denge sağlanmadan, yapay zekanın potansiyelinden yararlanmak ve onunla daha uyumlu bir gelecek inşa etmek oldukça zor görünüyor.