Amerika Birleşik Devletleri, hızla gelişen yapay zeka sektörünün gereksinim duyduğu yüksek enerji talebini karşılamak için kömür üretiminin artırılmasına yönelik adımlar atmayı planlıyor. ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz günlerde bir başkanlık kararnamesi imzalayarak, yapay zeka veri merkezlerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere kömür kaynaklarının kullanılmasına yönelik bir dizi düzenlemeyi duyurdu. Bu hamle, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı ve kömürün enerji sektörü üzerindeki rolünü yeniden gündeme getirdi.
Trump, imzaladığı dört yürütme emrinin bir parçası olarak, federal arazilerde kömür madenciliği yapılmasını teşvik etmeyi ve kömürü “kritik bir mineral” olarak tanımlamayı amaçladı. Ayrıca, Enerji, Ticaret ve İçişleri Bakanlıklarına, kömürle çalışan altyapının yapay zeka veri merkezleri için uygun olup olmadığını araştırma talimatı verildi. Trump, imza töreninde yaptığı açıklamada, “Biliyorsunuz, yapay zekayı, çevrimiçi hale gelen tüm bu yeni teknolojiyi yapmamız gerekiyor. Şu anda sahip olduğumuz enerjinin, elektriğin iki katından fazlasına ihtiyacımız var,” ifadelerini kullandı.
Yapay Zeka ve Enerji İhtiyacı
Yapay zeka, sadece birkaç yıl içinde hayatımızın her alanında daha fazla yer edinmeye başlayacak. Ancak, bu teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması, büyük miktarda enerji talebi yaratıyor. Özellikle, veri merkezlerinin enerji tüketimi hızla artıyor. Yapay zeka uygulamalarının barındırılması ve işlemesi için gereken yüksek performanslı bilgisayarlar, enerjiyi yoğun bir şekilde tüketiyor. Geçtiğimiz günlerde, Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi’nde yapılan bir oturumda, eski Google CEO’su Eric Schmidt, yapay zekanın altyapısının sürdürülebilir olması için her tür enerji kaynağının devreye girmesi gerektiğini belirtti. Schmidt, “Enerjiye ihtiyacımız var ve sayılar çok derin. Her türlü enerjiye ihtiyacımız var. Yenilenebilir, yenilenemez, her neyse. Orada olması gerekiyor ve hemen orada olması gerekiyor,” dedi.
Ayrıca, Elektrik Gücü Araştırma Enstitüsü’nün bir raporuna göre, veri merkezleri on yılın sonunda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki toplam enerjinin %9,1’ini tüketecek. Bu, sektörün hızla büyüyen enerji gereksinimlerini gözler önüne seriyor. Micron Technology’den Manish Bhatia, önümüzdeki beş yıl içinde yapay zeka sektörü nedeniyle enerji tüketiminin %15 artacağını öngörüyor. Bhatia, bu artışın, geleneksel yıllık %0,5’lik artışın çok üzerinde olduğuna dikkat çekerek, enerji arzının çeşitlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Kömürün Geri Dönüşü ve Etik Tartışmalar
Trump’ın kömürü çözüm olarak öne sürmesi, uzun yıllardır çevre dostu teknolojilerin savunucusu olan teknoloji endüstrisi için ciddi bir etik ikilem oluşturuyor. Özellikle, OpenAI CEO’su Sam Altman gibi önemli isimler, veri merkezlerinin güç kaynağı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasını savunuyor. Altman, güneş enerjisinden nükleer füzyona ve karbon yakalama teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir enerji çözümlerine odaklanılmasının gerektiğini belirtiyor.
Ancak Trump, kömürün gücünü vurgulamaktan geri durmadı. Başkanlık kararnamesi, enerji sektörünün büyük bir dönüşüm geçirdiği bir dönemde, kömürün yeniden gündeme gelmesine yol açtı. ABD’de kömürün enerji üretimindeki payı, 2011’deki %45’ten bugüne %15’e kadar düştü. Kömür santrallerinin sayısı ise 2000 yılında 780 iken, günümüzde yalnızca 400 santral faaliyet gösteriyor. Uzmanlar, bu santrallerin çoğunun önümüzdeki birkaç on yıl içinde emekliye ayrılacağını belirtiyor. Ancak, enerji talebindeki artış nedeniyle, bazı kömür santralleri kapanış tarihlerinden önce enerji üretimine devam edebilecek.
Gelecekte Ne Olacak?
Trump’ın attığı adımlar, Amerikan enerji sektörü için büyük bir değişimin başlangıcı olabilir. Ancak, kömürün kullanımıyla ilgili kararlar, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda çevresel ve etik açılardan da önemli sonuçlar doğuracaktır. Teknoloji dünyası, kömürün artan kullanımını çevre üzerindeki etkileri göz önünde bulundurarak nasıl dengeleyeceğini tartışmaya devam edecek.
Yapay zeka sektörünün hızla büyümesi, bu alandaki enerji ihtiyacını da hızla arttırırken, yeni enerji çözümleri ve sürdürülebilir politikaların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Trump’ın kömürle ilgili önerileri, teknoloji endüstrisinin geleceğini nasıl şekillendireceği konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu süreç, sadece enerji üretim biçimleri değil, aynı zamanda çevresel sorumluluklar ve etik sorular hakkında da büyük bir tartışma başlatacak gibi görünüyor.