New York’taki bir mahkemede, yapay zeka destekli bir avatarın yasal temsilci olarak kullanılmaya çalışılması, yargı dünyasında büyük yankı uyandırdı. Jerome Dewald adlı bir girişimci, 26 Mart’taki iş anlaşmazlığı duruşmasında, yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir avatarı kullanarak savunmasını sunmayı denedi. Ancak bu girişim, beklediği gibi bir etki yaratmak yerine mahkeme salonunda ciddi karışıklıklara yol açtı.
Dewald, video kaydında ekranda beliren “Jim” adlı avatarın, tavus kuşu logosuyla tanınan bir yapay zeka avatar şirketi olan Tavus’un bir ürünü olduğunu belirtti. Ancak, mahkeme salonunda kimsenin bu avatarın gerçek bir insan olmadığını bilmediği için durum hızla bir kontrolden çıkmaya başladı. Yargıç Sallie Manzanet-Daniels, avatarın konuşmasına başladığı anda duruşmayı keserek, ekranın karşısındaki kişiyi sorgulamaya koyuldu: “Bu davanın avukatı mı?” diye sordu. Dewald ise şaşkın bakışlar arasında “Bunu ben yarattım, gerçek bir insan değil” yanıtını verdi.
Yargıcın şaşkınlıkla yanıtladığı Dewald, video kaydını sunduğu sırada zorluklar yaşadığını ve bu nedenle avatarı kullanma kararı aldığını söyledi. Ancak mahkeme salonu, video içeriklerinin yapay zeka tarafından üretilmesinin farkında değildi. Bu durumu öğrenen Yargıç Manzanet-Daniels, Dewald’a oldukça sert tepki gösterdi: “Başvurunuzu yaptığınızda bunu bilmek güzel olurdu. Bunu bana söylemediniz, yanıltılmaktan hoşlanmıyorum. Bu mahkeme salonunu işinizin lansmanı için kullanmayacaksınız.”
Yapay Zeka ve Hukuk: Riskler ve Etik Sorunlar
Bu olay, son dönemde yasal süreçlerde yapay zeka kullanımı ile ilgili yaşanan bir dizi sorunun son örneği. 2023’te, bazı avukatlar ve hukuk firmaları, ChatGPT gibi yapay zeka araçları kullanarak hayali yasal araştırmalar sundukları için cezalandırılmıştı. Benzer şekilde, “robot avukat” hizmeti sunan DoNotPay adlı şirket, yapay zeka destekli yasal temsilin gerçek bir insan avukat kadar etkili olduğunu iddia ederek 193.000 dolar para cezası ödemek zorunda kalmıştı. Bu gelişmeler, yapay zekanın hukuk dünyasında karşılaştığı etik ve güvenlik sorunlarını yeniden gündeme getirdi.
Yapay zekanın yasal alanda kullanımı, özellikle teknik ve etik açıdan henüz olgunlaşmamış bir konu. Yasal süreçlerde hata yapma olasılığının yüksek olması, adaletin doğru bir şekilde sağlanmasında ciddi riskler taşıyor. Avukatlar, mahkemelerde sadece teknik değil, aynı zamanda duygusal zekaya dayalı stratejiler de kullanıyor. Bir yapay zekanın, davanın duygusal yönünü doğru bir şekilde analiz etmesi ve savunmayı bu doğrultuda şekillendirmesi oldukça zor.
Yapay Zeka İle Hukuki Temsil: Gelecekte Ne Olacak?
Dewald’ın yaşadığı durum, hukuk dünyasında yapay zekanın ne kadar hızlı bir şekilde yayılmaya çalıştığını, ancak bu teknolojinin yasal süreçlere nasıl entegre edileceği konusunda hala ciddi belirsizliklerin bulunduğunu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, yapay zekanın yasal temsilde kullanılabilirliğini sorgularken, aynı zamanda mahkemelerin bu tür teknolojilere nasıl entegre olacağı konusunda da endişe taşıyor.
Bazı hukuk profesyonelleri, yapay zekanın hukuki araştırmalar ve belgelerin hazırlanmasında faydalı bir araç olabileceğini belirtse de, davaların savunma ve karar aşamalarında insan faktörünün önemini vurguluyor. Yargıçlar ve avukatlar, yasal süreçlerin sadece teknik bilgiye dayalı olmayıp, aynı zamanda insan duygusu ve etik anlayışı gerektirdiğini ifade ediyor. Bu bakış açısına göre, yapay zekanın hukuki temsilde yer alması, henüz çok erken bir aşamada ve etik sınırların net bir şekilde belirlenmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, yapay zeka teknolojilerinin hukuk alanındaki kullanımı hızla gelişse de, bu alanda yaşanan tecrübeler, teknolojinin doğru bir şekilde entegre edilmesi gerektiğini gösteriyor. Hukuk dünyasında daha fazla test ve düzenleme yapılması gerektiği aşikar. Dewald’ın yaşadığı bu olay, teknolojinin insan faktörünü nasıl etkileyebileceğini ve bazen beklenmedik sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne serdi.