Instagram’ın kurucu ortağı Kevin Systrom, Washington, DC’deki bir mahkeme salonunda verdiği ifadede, Mark Zuckerberg ve Facebook’un Instagram’a yönelik politikalarını ağır şekilde eleştirdi. Systrom, Zuckerberg’in Instagram’ı, Facebook için bir tehdit olarak gördüğünü ve bu yüzden Instagram’ın büyümesine engel olmaya çalıştığını iddia etti. Bu açıklamalar, Meta’nın Facebook ve Instagram’ın birleşmesini savunmak için verdiği yasal mücadelede önemli bir dönüm noktası olarak dikkat çekti.
Instagram, 2012 yılında 1 milyar dolara Facebook tarafından satın alındı. O dönemde, Systrom ve diğer kurucu ortak Mike Krieger, Instagram’ın Facebook’a katılmasının, platformun hızla büyüyen kullanıcı kitlesini daha da genişleteceğini ve platformun potansiyelini daha büyük bir seviyeye taşıyacağını umuyordu. Ancak Systrom’un mahkemede verdiği tanıklığa göre, Instagram’ın elde ettiği başarının büyük bir kısmı, Facebook’un desteğiyle değil, ona rağmen gerçekleşti.
Facebook’un Engellemeleri ve Kaynak Kısıtlamaları
Systrom, Zuckerberg’in Instagram’a sürekli olarak kritik kaynaklardan kaçınarak, platformun büyümesini sınırlamaya çalıştığını savundu. 2018’de Instagram’ın kurucuları olarak Facebook’tan ayrıldıklarında, Zuckerberg’in Instagram’a “yetersiz yatırım” yapmasının yanı sıra, platformun büyümesini engellemek amacıyla özellik entegrasyonlarını sınırladığını öne sürdüler. Instagram’ın büyümesi, Zuckerberg’in bu sınırlamalara rağmen devam etti, fakat Systrom, Instagram’ın Facebook’un büyümesine tehdit oluşturduğunu düşündüğü için Zuckerberg’in bu adımları attığını söyledi.
Systrom’un mahkemedeki açıklamalarına göre, Facebook’un Instagram’ı en başından itibaren yeterince desteklemediği, Instagram’ın büyümesinin ardından ise Facebook’un kendi platformunun gerilemesiyle daha belirgin hale geldi. Özellikle Facebook’un video içeriğine olan yatırımlarını, Instagram’a yansıtmadığını ve bu nedenle Instagram’ın gelişiminin Facebook’un gerilemesine neden olduğunu vurguladı. Systrom, Zuckerberg’in bu durumu duygusal bir bağlamda değerlendirdiğini ve Instagram’ın büyümesinin Facebook’un egemenliğini tehdit ettiğini düşündüğünü belirtti.
Zuckerberg’in “Ego” ve “Kontrol” Arzusu
Systrom, Zuckerberg’in, Instagram’ın Facebook ailesine katılmasının ardından bile, iki platform arasındaki üstünlük mücadelesinin devam ettiğini söyledi. Zuckerberg’in Instagram’a yönelik “ego” odaklı yaklaşımının, Instagram’ın bağımsız bir şekilde büyümesini engellediğini savundu. Ayrıca, Zuckerberg’in Facebook’ta yapılan yatırımların ve güvenlik önlemlerinin çoğunu Instagram’a yönlendirmediğini, bunun yerine merkezi bir ekibe odaklanarak Instagram’a “sıfır kaynak” sağladığını ifade etti.
Systrom, mahkemede, Zuckerberg’in Instagram’ın büyümesini istemediği için Instagram’ın başarısı karşısında kıskançlık hissettiğini öne sürdü. Bunun, sosyal medya devi Facebook’un iç politikasının bir yansıması olduğunu ve iki platformun geleceğini belirleyen bu “duygusal” dinamiklerin önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Mahkeme Yüzleşmesi: Systrom ve Meta Avukatı Arasındaki Gerilim
Mahkemede yapılan çapraz sorgulama sırasında, Meta’nın avukatı Kevin Huff, Systrom’un ifade verdiği konuları sorgularken gergin anlar yaşandı. Huff, Systrom’a Instagram’ın bağımsız olarak başarılı olup olamayacağına dair sorular yöneltti. Systrom ise, bu tür spekülasyonların kesin bir cevabı olmadığını belirtti. Ayrıca, Instagram’ın erken dönemde Facebook ile entegrasyonunun, şirketin hızlı büyümesinde önemli bir rol oynadığını kabul etti, ancak zamanla Zuckerberg’in bu entegrasyonları sona erdirdiğini söyledi.
Systrom’un ifadesi, Zuckerberg’in “yalnızca kendi çıkarlarına” odaklanan bir yönetici olarak tasvir edilmesine neden oldu. Huff, zaman zaman Systrom’u sormaktan ve daha fazla taviz vermekten kaçındı, bu da mahkemede gerilimli anların yaşanmasına yol açtı.
Meta’nın Savunması ve Geleceğe Dair Belirsizlikler
Meta’nın avukatları, Instagram’ın başarısının büyük ölçüde Facebook’un sunduğu altyapıya dayandığını savundu. Bu bağlamda, Meta, Systrom’un tanıklığının çelişkili olduğunu iddia ederek, Zuckerberg’in Instagram’ın büyümesine katkı sağladığını ve platformun bugün geldiği noktada Facebook’un etkisinin yadsınamayacağını belirtti.
Ancak Systrom’un ifadeleri, Zuckerberg’in platformlar arasında yarattığı güç dinamiklerinin ve yönetimsel sorunların, Meta’nın geleceğini şekillendirmede önemli bir etken olacağına dair soru işaretleri uyandırdı. Instagram ve Facebook arasındaki rekabetin, dijital platformların yönetimi ve geleceğiyle ilgili daha geniş bir tartışmayı tetiklediği açıkça görülüyor.
Zuckerberg ve Systrom’un birbirlerine karşı yönelttikleri eleştiriler, yalnızca Instagram’ın tarihine değil, aynı zamanda sosyal medya devlerinin içindeki güç mücadelelerine dair de önemli bir pencere açıyor. Bu davada alınacak karar, hem Meta hem de sosyal medya endüstrisi için önemli sonuçlar doğurabilir.