ABD Adalet Bakanlığı’nın Google’a karşı açtığı antitröst davası, teknoloji dünyasında yankı uyandıran bir başka cepheyi daha açtı: Chrome’un geleceği. Mahkemenin Google’ı, popüler web tarayıcısı Chrome’u satmaya zorlaması ihtimali, teknoloji devleri ve iddialı girişimleri harekete geçirdi. Dava sürecinde, yalnızca arama tekeli tartışılmıyor; aynı zamanda bu tekelin en önemli aracı olan Chrome’un kimin eline geçebileceği de yüksek sesle tartışılıyor. Öne çıkan iki isim var: yapay zeka odaklı genç girişim Perplexity ve köklü dijital marka Yahoo.
Google Baskı Altında: Chrome Satış Masasında mı?
ABD Adalet Bakanlığı, Google’ın yıllardır arama motoru pazarındaki hakimiyetini, cihaz üreticileriyle yaptığı özel dağıtım anlaşmaları sayesinde pekiştirdiğini savunuyor. Davaya bakan Yargıç Amit Mehta, bu anlaşmaların rakiplerin pazara girmesini fiilen imkansız hale getirdiğini değerlendiriyor. Bakanlığın önerdiği çözümlerden biri de Google’ın Chrome’u elden çıkarması.
Google ise bu öneriye sert tepki gösterdi. Şirket, Chrome’un yalnızca bir tarayıcı olmadığını, birçok başka tarayıcının temelini oluşturan açık kaynaklı Chromium altyapısıyla birlikte ekosistemin merkezinde yer aldığını belirtiyor. Google, mülkiyetin değişmesinin kalite kaybına ya da kullanıcı deneyiminin bozulmasına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Perplexity: Cesur Bir Girişim, Büyük Bir Vizyon
Bu tartışmalar sürerken, mahkemede ilginç bir isim sahne aldı: Perplexity. Henüz üç yaşında bile olmayan bu yapay zeka girişimi, yalnızca tanıklık etmekle kalmadı, fırsat gördüğü noktada büyük bir teklif sundu: “Chrome’u biz alabiliriz.”
Perplexity’nin Baş İşletme Sorumlusu Dmitry Shevelenko, mahkeme salonunda yaptığı açıklamada, şirketin Chrome’un ölçeğinde bir ürünü çalıştırabilecek kapasiteye sahip olduğuna inandığını söyledi. Shevelenko’nun ifadesi, yalnızca teknik bir yeterlilik iddiası değil, aynı zamanda sektörel bir meydan okumaydı. Google’ın dağıtım kanalları üzerindeki kontrolünü eleştiren Shevelenko, şirketlerin Google ile yaptıkları anlaşmalardan ötürü adeta “kafalarına silah dayanmış gibi” hareket ettiklerini söyledi.
Shevelenko, Google’ın Android cihazlardaki varsayılan asistan veya arama motoru olma ayrıcalığını korumak için üreticilere baskı yaptığını iddia etti. Bir Android cihazda Perplexity’yi varsayılan yapmak isteyen kullanıcıların karşılaştığı zorlukları detaylarıyla anlatarak, Google’ın sektöre nasıl yön verdiğini gözler önüne serdi.
Ancak Perplexity tarafında da çelişkili sinyaller vardı. Şirket, Chrome’un satılması halinde satın almakla ilgilendiğini beyan etse de, Shevelenko aynı zamanda bu çözümün sektörde istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini kabul etti. Özellikle, OpenAI gibi başka bir teknoloji devinin Chrome’u alıp açık kaynak modelini sonlandırması ihtimali, Shevelenko’nun da kaygı duyduğu bir senaryo.
Yahoo’nun Sessiz Ama Stratejik Hamlesi
Sürpriz bir başka teklif ise teknoloji dünyasının köklü isimlerinden biri olan Yahoo’dan geldi. Yahoo Arama Genel Müdürü Brian Provost, şirketin halihazırda kendi web tarayıcısını geliştirme sürecinde olduğunu açıkladı. Ancak, Google Chrome’u doğrudan satın almanın “ölçekleme açısından çok daha hızlı” bir seçenek olabileceğini de vurguladı.
Provost’un açıklamalarına göre, internet aramalarının yaklaşık %60’ı tarayıcılar üzerinden gerçekleşiyor. Dolayısıyla, bir web tarayıcısına sahip olmak, arama pazarında söz sahibi olmanın en etkili yolu olarak değerlendiriliyor. Yahoo, Chrome’u satın alması durumunda mevcut %3’lük pazar payını çift hanelere çıkarmayı hedefliyor.
Bu hedef, yalnızca stratejik değil, aynı zamanda maddi anlamda da ciddi bir iddia taşıyor. Chrome’un satışının onlarca milyar dolara mal olacağı tahmin edilirken, Yahoo’nun arkasındaki Apollo Global Management’ın böyle bir yatırımı finanse edebileceği konuşuluyor.
Yeni Sahip, Yeni Denge mi Getirir?
Dava süreci devam ederken, Google’ın Chrome’u satmak zorunda kalıp kalmayacağı henüz belli değil. Ancak dava sayesinde, tarayıcı piyasasındaki güç dengeleri ve teknoloji şirketlerinin dağıtım stratejileri bir kez daha mercek altına alındı. Eğer Chrome gerçekten satışa çıkarsa, bu yalnızca Google için değil, tüm teknoloji ekosistemi için tarihi bir dönüm noktası olabilir.
Perplexity gibi genç ve cesur girişimler ile Yahoo gibi deneyimli ama yeniden ivme arayan markalar arasında yaşanabilecek bir rekabet, tarayıcı pazarına uzun süredir görülmemiş bir hareketlilik getirebilir. Bu yarış, kullanıcılar açısından daha fazla seçenek ve belki de daha adil bir dijital deneyim anlamına gelebilir.
Sonuç olarak, Google’ın arama tekeli davası yalnızca bir şirketin değil, dijital çağın kurallarının yeniden yazıldığı bir süreci temsil ediyor. Chrome’un kaderi, teknoloji dünyasında yalnızca ticari değil, aynı zamanda etik ve yapısal dönüşümlerin de fitilini ateşleyebilir. Şimdi gözler mahkemenin vereceği tarihi kararda.