Donald Trump’ın film vergisi gerçek olursa ne olur?

ABD Başkanı Donald Trump, bu kez hedef tahtasına sinema dünyasını koydu. Trump, yurt dışında çekilen veya üretilen tüm filmlere yüzde 100 gümrük vergisi getirme sözü verdi. Bu radikal öneri yalnızca dış kaynaklı prodüksiyonları değil, uluslararası iş birliklerine dayalı Hollywood yapımlarını da etkileyebilir. Trump’ın açıklaması, yalnızca ekonomi cephesinde değil, kültür politikalarında da yeni bir dönemin habercisi olabilir.

Trump’tan “Ulusal Güvenlik” Vurgusu

Truth Social platformunda yaptığı açıklamayla gündeme oturan ABD Başkanı Donald Trump, yabancı ülkelerde çekilen filmlere ağır vergiler getirme niyetini açıkladı. Trump’a göre, bu tür prodüksiyonlar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda “ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit” oluşturuyor. “Diğer ülkeler, film yapımcılarımızı Amerika’dan uzaklaştırmak için her türlü teşviki sunuyor” diyen Trump, bu durumu “diğer ulusların ortak çabası” olarak niteledi.

Trump, ABD Ticaret Bakanlığı ile ABD Ticaret Temsilciliği’ne, yabancı topraklarda üretilen filmlere yüzde 100 gümrük vergisi uygulama yetkisi verdiğini duyurdu. Ancak bu “yabancı topraklarda üretilmiş” tanımı, oldukça geniş bir kapsama sahip. Söz konusu kategori; Japonya’dan gelen animeleri, Avrupa’da çekilen bağımsız yapımları ve hatta Malezya gibi ülkelerde çekim yapılmış Hollywood filmlerini dahi kapsayabilir.

Hollywood’u Vergi Sarmalı mı Bekliyor?

Trump’ın önerisi, özellikle dijital çağda içerik üretim ve dağıtımının sınır tanımadığı bir ortamda ciddi soru işaretleri doğuruyor. Modern film endüstrisi, uzun süredir uluslararası prodüksiyonlara yönelmiş durumda. Örneğin, Marvel’ın yeni filmi Thunderbolts, büyük ölçüde ABD’de çekilmiş olsa da bazı sahneleri Malezya’da gerçekleştirilmişti. Bu da, Trump’ın önerisiyle birlikte ABD menşeli bir yapımın bile ithal ürün muamelesi görme riski taşıyabileceği anlamına geliyor.

Trump’ın geçmişte de benzer şekilde gümrük vergileri üzerinden politikalar geliştirdiği biliniyor. Ancak önceki uygulamaların çoğu, limanlarda fiziksel denetimi yapılabilen ürünler üzerinde yürütülüyordu. Oysa günümüzde filmlerin büyük bölümü fiziksel medya yerine dijital platformlar üzerinden izleniyor. Dolayısıyla, bir filmin Netflix gibi bir platformda yayına girmesi durumunda verginin nasıl uygulanacağına dair ciddi bir belirsizlik söz konusu.

Sektör Endişeli, Beyaz Saray Sessizliğini Koruyor

Beyaz Saray adına açıklama yapan sözcü Kush Desai, nihai kararların henüz alınmadığını belirtti. Ancak Desai’nin “Hollywood’u Yeniden Harika Yapma” ifadeleriyle yaptığı açıklama, Trump’ın bu önerisinin yalnızca bir fikirden ibaret olmayabileceğini düşündürüyor.

Film endüstrisi temsilcileri ise henüz resmi bir tepki vermedi. Ancak uzmanlar, böyle bir uygulamanın Hollywood’un küresel pazarla olan ilişkisini zayıflatabileceği görüşünde. Ayrıca, verginin sinema salonları ve dijital platformlar aracılığıyla filme erişim sağlayan Amerikalı tüketicilere doğrudan yansıtılması durumunda, iç pazarın da olumsuz etkilenebileceği belirtiliyor.

Kültür Savaşları mı, Ekonomik Korumacılık mı?

Trump’ın açıklamaları yalnızca ekonomik değil, kültürel bir mesaj da barındırıyor. Ocak ayında Mel Gibson, Jon Voight ve Sylvester Stallone’u film endüstrisine “elçi” olarak atayan Trump yönetimi, Hollywood üzerindeki etkisini artırmayı amaçlayan çeşitli adımlar atmıştı. Buna, ABD Federal İletişim Komisyonu’nun Disney gibi stüdyoların çeşitlilik politikalarına yönelik başlattığı soruşturmalar da dahil.

Bu gelişme, Trump’ın uzun süredir sürdürdüğü “Amerikan değerlerini yeniden inşa etme” söyleminin bir uzantısı olarak okunuyor. Ancak bu tür politikaların, ekonomik korumacılığı aşarak kültürel müdahaleye dönüştüğü yönünde eleştiriler de yok değil.

Boş Bir Tehdit mi, Yeni Bir Dönemin Başlangıcı mı?

Trump, geçmişte bazı gümrük tarifesi planlarından geri adım atmış olsa da, Çin ile başlattığı ticaret savaşları gibi örnekler, bu tarz söylemlerin yalnızca birer gözdağı olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla, film endüstrisine yönelik bu çıkışın da ilerleyen süreçte somut adımlara dönüşme ihtimali yabana atılmamalı.

Ancak tüm bu tartışmaların ötesinde, asıl mesele şu soruda düğümleniyor: Yüzde 100 vergi tehdidi, Hollywood’u yeniden ülke içine mi çeker, yoksa küresel rekabette ABD’nin geri kalmasına mı yol açar?

Trump’ın önerisi, şimdilik bir politik hamle gibi görünüyor. Ancak uygulamaya konulursa, bu sadece sinema endüstrisini değil, Amerikalı izleyicinin ekranına gelen her içeriği etkileyecek bir dalga yaratabilir.