Bill Gates, Gates Vakfı’nı 2045’te kapatacak

Dünyanın en zengin isimlerinden biri olan Bill Gates, tarihe geçecek bir kararla, kurucusu olduğu Gates Vakfı’nın 2045 yılına kadar faaliyetlerini sonlandıracağını ve bu süreçte servetinin yüzde 99’unu hayır işlerine harcayacağını açıkladı. 200 milyar doları aşması beklenen bu bağış, ABD tarihindeki en büyük ikinci özel yardım katkısı olacak.

Ancak Gates’in bu dramatik kararının zamanlaması, sadece kişisel dönüm noktalarıyla değil, aynı zamanda küresel gelişmelerle de yakından ilgili. ABD’de Trump yönetiminin ve Elon Musk’ın etkisiyle dış yardımlarda yapılan büyük kesintiler, Gates’in açıklamalarına göre dünyadaki milyonlarca çocuğun hayatını riske atmış durumda.

20 Yıllık Geri Sayım Başladı

Gates, kararı kendi blogu Gates Notes üzerinden “bir düşünme anı” olarak duyurdu. Vakfın 25. yılını kutladıkları bu dönemde, babasının 100. doğum günü, Microsoft’un 50. yılı ve kendi 70. yaşına yaklaşması, Gates’in hayatındaki simgesel eşikler olarak öne çıktı. Daha önce ölümünden 20 yıl sonra kapanması planlanan vakıf, artık Gates hayattayken misyonunu tamamlayacak.

2045’e kadar yılda ortalama 9 milyar dolar harcamayı planlayan Gates Vakfı, bu süreçte sağlık, eğitim, küresel kalkınma ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda dünyanın dört bir yanındaki projeleri desteklemeye devam edecek. Şu ana kadar 100 milyar dolardan fazla kaynak dağıtan vakıf, en çok da sıtma gibi ölümcül hastalıkların etkilediği düşük gelirli ülkelere odaklanmıştı.

“Musk, Dünyanın En Yoksul Çocuklarının Ölümüne Karıştı”

Gates’in bu büyük hayırseverlik adımı, sadece bir bağış planı değil; aynı zamanda siyasi ve sosyal bir eleştiri barındırıyor. The New York Times’a verdiği röportajda Gates, Donald Trump yönetimini ve Elon Musk’ı hedef alarak, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) üzerindeki fon kesintilerinin çocuk ölümlerini artırabileceğini söyledi.

“Çocuk ölümleri, beş milyondan dört milyona düşmeliydi. Ama şimdi, büyük bir geri dönüş olmazsa, bu sayı altı milyona çıkabilir” diyen Gates, özellikle USAID bütçesindeki yüzde 80’lik kesintiyi “şaşırtıcı” ve “beklenmedik” olarak nitelendirdi.

Gates’e göre bu kesintilerin ardında, Trump’ın hükümet verimliliği planı kapsamında Elon Musk’ın oynadığı rol büyük. “Musk, bu fonları adeta odun kıyıcısına attı çünkü o hafta sonu bir partiye gitmedi” diyerek ironik bir dille Musk’ı eleştiren Gates, Musk’ın servetini bağışlama vaadini de sorguladı: “Kim bilir, büyük bir hayırsever olabilir. Ama şu anda dünyanın en yoksul çocuklarının ölümüne karışmış durumda.”

Küresel Yardımda Özel Sektörün Yükselen Rolü

Gates’in çıkışı, sadece bireysel bir bağış duyurusu olmanın ötesinde, küresel yardım ekosisteminde özel sektörün oynadığı rolün daha da kritik hale geldiğini gösteriyor. Geleneksel kamu destekli kalkınma yardımları azalırken, Gates Vakfı gibi özel girişimler, hayati projelerin devamlılığı için temel kaynaklara dönüşüyor.

USAID gibi kurumların yıllık 35 milyar dolarlık bütçelerine kıyasla Gates Vakfı’nın planladığı yıllık harcama, dış yardım alanında özel fonların kamusal kaynaklarla boy ölçüşebilecek düzeye geldiğini gözler önüne seriyor.

“Hayatları Kurtarmak İçin Vaktimiz Az”

Bill Gates’in bu kararının ardında yalnızca istatistikler değil, insan hayatına dair derin bir sorumluluk anlayışı yatıyor. “Önümüzdeki 20 yıl içinde servetimi hayat kurtarma ve iyileştirme amacıyla kullanacağım” diyen Gates, kendi ifadesiyle servetini bir miras olarak değil, zamanında yapılması gereken bir müdahale olarak görüyor.

Bugün 69 yaşında olan Gates’in sağlığı yerinde görünüyor; ancak onun için önemli olan, bu projelerin geleceğe ertelenmeden, aciliyetle hayata geçirilmesi. Bu yaklaşım, hayırseverliğin yeni bir tanımını yapıyor: Beklemek yerine şimdi harekete geçmek.

Yeni Bir Hayırseverlik Çağı mı?

Bill Gates’in açıklamaları, kişisel servetin küresel sorunlara müdahaledeki etkisini bir kez daha gündeme taşıdı. Kamu kaynaklarının kısıldığı, siyasi önceliklerin değiştiği bir dönemde, özel hayırseverlik girişimlerinin boşluğu doldurması kaçınılmaz hale geliyor.

Ancak bu gelişme aynı zamanda tartışmalı bir soruyu da beraberinde getiriyor: İnsan yaşamı gibi temel konular, birkaç milyarderin inisiyatifine bırakılabilir mi? Yoksa bu durum, hükümetlerin ve uluslararası sistemin zayıflığının bir işareti mi?

Ne olursa olsun, Bill Gates’in kararı, 21. yüzyılın hayırseverlik anlayışını yeniden tanımlayan bir dönüm noktası olarak şimdiden tarihe geçti. 2045’e giden bu yolculuk, sadece devasa bir servetin nasıl dağıtılacağına değil, aynı zamanda insanlığın geleceği için nasıl bir vizyon çizileceğine dair ipuçları da taşıyor.

Son eklenen haberler