Stripe Sessions 2025 etkinliği, teknoloji dünyasının en dikkat çekici açıklamalarından birine sahne oldu. Etkinlikte konuşan Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Apple’ın ABD’de aldığı hukuki darbe sonrası sessiz kalmadı. Stripe CEO’su Patrick Collison’ın, App Store politikalarıyla ilgili sorusu üzerine Zuckerberg, “Tim kötü bir hafta geçirdi” ifadeleriyle Apple CEO’su Tim Cook’a gönderme yaptı. Hemen ardından gelen “Üzerine gitmeyeceğim ama Sundar’ı seviyorum” sözleri ise teknoloji kulislerinde dikkatle not edildi.
Bu sözler, Apple’ın son dönemde Epic Games ile yaşadığı hukuki mücadelede geri adım atmak zorunda kalmasının hemen ardından geldi. ABD’de alınan kararla birlikte Apple, App Store üzerindeki yönlendirme kısıtlamalarını gevşetmek zorunda kaldı. Böylece, geliştiriciler kullanıcıları uygulama dışındaki ödeme sistemlerine yönlendirebilecek ve Apple bu işlemlerden komisyon alamayacak. Stripe gibi ödeme altyapı sağlayıcıları bu durumdan doğrudan fayda sağlarken, teknoloji sektöründeki güç dengeleri de yeniden şekillenmeye başlıyor.
Zuckerberg’in “İnce” Mesajları: Rekabetten Öte Bir Hesaplaşma
Zuckerberg’in sözleri, yalnızca güncel bir gelişmeye yorum yapmanın ötesinde, Meta ve Apple arasında yıllardır süregelen rekabetin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Özellikle gizlilik politikaları ve veri kullanımı konularında sıkça karşı karşıya gelen iki şirketin yöneticileri, geçmişte de karşılıklı imalı açıklamalarda bulunmuştu. Tim Cook’un daha önce Kongre’de, Facebook’un veri skandallarıyla ilgili olarak, “Ben bu durumda olmazdım” şeklindeki açıklaması hâlâ hafızalarda.
Meta’nın CEO’su, bu defa sahneden verdiği mesajla yalnızca Apple’a eleştiri yöneltmekle kalmadı; aynı zamanda Google’ı tercih ettiğini de net biçimde ortaya koydu. Her ne kadar hem Apple hem de Google, kendi uygulama mağazalarında sıkı politikalar izlese de, Zuckerberg’in övgüsü teknik tercihlerden çok, şirketlerin davranış biçimleriyle ilgili bir ayrışmayı ima ediyor.
Gözlükler Sahada, Rekabet Sadece Yazılımla Sınırlı Değil
App Store kararının yankıları sürerken, Meta ve Apple arasındaki rekabet yalnızca yazılım politikalarında değil, donanım alanında da kendini hissettiriyor. Meta, uygun fiyatlı Ray-Ban akıllı gözlüklerini piyasaya sürmeye hazırlanırken, Apple da artırılmış gerçeklik teknolojisine entegre ettiği “Apple Intelligence” destekli gözlüklerini duyurmaya hazırlanıyor. Her iki ürünün de piyasaya giriş yapacağı tarihlerin yakın olması, rekabetin daha da sertleşeceğinin işareti.
Apple cephesi, özellikle Vision Pro kulaklığı ile artırılmış gerçeklik pazarında öncü rol oynamaya çalışırken, bu yıl daha düşük fiyatlı Vision Air modelini tanıtarak kitlesel pazara hitap etmeyi planlıyor. Ancak ürünün sanatsal tasarımı ve teknik bütünlüğünün sağlanması için daha fazla zaman ve yatırım gerektiği ifade ediliyor.
Sektörde Güç Dengeleri Değişiyor mu?
Apple’ın App Store politikasındaki geri adımı ve buna gelen Zuckerberg’in eleştirileri, teknoloji dünyasında yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor olabilir. Özellikle regülasyon baskılarının artması, teknoloji devlerinin manevra alanını daraltıyor. Meta, bu durumdan faydalanarak daha açık ve işbirliğine dayalı bir model sunma çabasında olduğunu vurgularken; Apple, kapalı ekosistemini koruma mücadelesini sürdürüyor.
Zuckerberg’in açıklamaları, kişisel rekabetin çok ötesinde bir sektörel kırılmanın da habercisi olabilir. Teknoloji devleri arasındaki bu görünmeyen savaş, sadece kullanıcı deneyimini değil, geleceğin dijital ekonomi düzenini de doğrudan şekillendirme potansiyeline sahip.
Rekabet Kızışıyor, Perde Arkasında Satranç Devam Ediyor
Stripe Sessions 2025 etkinliğindeki açıklamalar, teknoloji dünyasında yalnızca yeni ürün ve hizmetlerle değil, sözlerle de büyük oyunların oynandığını gösteriyor. Mark Zuckerberg’in Apple’a yönelik alaycı dili ve Google’a yönelik sıcak yaklaşımı, sadece stratejik bir hamle değil, aynı zamanda sektördeki güç ilişkilerinin de yeniden tanımlandığının bir göstergesi.
Önümüzdeki dönemde hem yazılım politikalarında hem de donanım rekabetinde daha büyük hamleler görmemiz muhtemel. Ancak bir gerçek var ki, teknoloji devleri arasındaki bu rekabet artık yalnızca ekranlarda değil, kamuoyu önünde verilen mesajlarla da şekilleniyor.
