Yapay zekanın küresel ölçekte yönünü belirleyen en etkili isimlerden biri olan Mira Murati, teknoloji dünyasını bir kez daha şaşkına çevirdi. OpenAI’daki CTO’luk görevinden ayrıldıktan sonra sessiz sedasız kurduğu yeni girişimi Thinking Machines Lab, yalnızca altı ay içinde 2 milyar dolarlık tohum yatırımı aldı. Bu yatırım, şirketin değerini 10 milyar dolar seviyesine çıkardı ve şimdiden teknoloji tarihine adını yazdırdı.
Henüz bir ürün açıklamayan, basınla iletişime geçmeyen ve internet sitesinde dahi detay sunmayan bu girişim, sıradışı yapısı ve Murati’nin vizyonu sayesinde yatırımcıları adeta kendine çekti. Peki bu sessizlik ardında nasıl bir gelecek planı yatıyor?
Murati’nin Ayrılığı: Sıradan Bir Görev Değişimi Değil, Yeni Bir Vizyonun Başlangıcı
Mira Murati’nin teknoloji dünyasındaki etkisi yalnızca teknik kabiliyetiyle sınırlı değil. Kendisi, son yıllarda yapay zekanın gelişimini doğrudan şekillendiren liderlerden biri. OpenAI’daki görev süresi boyunca ChatGPT, DALL·E ve sesli etkileşim modülleri gibi çığır açıcı projelerin arkasındaki teknik akıl olan Murati, 2023 sonlarında şirketin içinde yaşanan yönetim krizi sırasında kısa bir süre için geçici CEO olarak görev aldı.
O dönemde CEO Sam Altman’ın görevden alınması ve hemen ardından geri dönmesiyle sonuçlanan süreç, şirketin iç dinamiklerinde derin bir fay hattını da gün yüzüne çıkardı. Murati, bu çalkantılı dönemde liderlik yaklaşımına dair soru işaretlerini açıkça dile getiren az sayıdaki yöneticiden biriydi. Bu süreç sonunda, 2024 Eylül ayında, kariyerine yeni bir yön vermek üzere OpenAI’dan ayrıldı.
Bu ayrılış, aslında bir bitişten çok daha fazlasıydı. Çünkü aynı dönemde, bir süredir üzerinde çalıştığı yeni bir yapay zeka araştırma şirketinin temellerini atmıştı: Thinking Machines Lab.
Thinking Machines Lab Nedir? Ne Değildir?
Thinking Machines Lab, kamuoyuna açık bilgilere göre yapay zekayı yalnızca “daha iyi” değil, aynı zamanda “daha insani” hale getirmeyi hedefleyen bir araştırma ve ürün şirketi. San Francisco merkezli bu girişim, yapay zeka sistemlerinin kişiselleştirilebilirliğini artırma, insan ihtiyaçlarına daha doğrudan karşılık verme ve nihayetinde yapay genel zeka (Artificial General Intelligence, AGI) geliştirme gibi yüksek hedeflerle yola çıktı.
Yapay genel zeka, günümüzdeki dar kapsamlı yapay zekalardan farklı olarak, çok yönlü öğrenme, adaptasyon, muhakeme ve soyutlama gibi bilişsel işlevleri insan benzeri düzeyde yerine getirebilen sistemler anlamına geliyor. Murati’nin şirketi de işte bu alanda iddialı bir oyuncu olma yolunda ilerliyor.
Ancak şu ana dek, şirketin ne üzerinde çalıştığına, hangi teknolojileri geliştirdiğine veya ürün yol haritasına dair hiçbir somut açıklama yapılmış değil. Web sitesi yok, tanıtım kampanyası yok, teknik makale yok. Sadece Murati’nin liderliği ve geçmişteki başarısı var.
Bu Yatırım Sadece Bir Para Akışı Değil: Teknolojiye, İnsanlara ve Geleceğe Olan İnanç
Thinking Machines Lab’in 2 milyar dolarlık tohum yatırım turu, Silikon Vadisi’nin en etkili yatırım firmalarından Andreessen Horowitz tarafından yönetildi. Bu turda, Conviction Partners’ın kurucusu ve tanınmış yatırımcı Sarah Guo da dikkat çeken katılımcılar arasında yer aldı.
Bu rakamlar şaşırtıcı değil mi? Henüz altı ayını doldurmuş bir girişim, ürün açıklamadan ve halka açık bir vizyon yayınlamadan 2 milyar dolar yatırım alıyor ve 10 milyar dolar değerlemeye ulaşıyor. Yani yatırımcılar aslında bir ürüne değil, bir ekibe, bir geçmişe ve bir potansiyele yatırım yapıyor.
Bu durum, Murati’nin sektördeki itibarı ve liderliğinin ne denli güçlü olduğunu gözler önüne seriyor. Aynı zamanda girişimde yer alan kadro da bu güveni perçinliyor. OpenAI’ın kurucu ortaklarından John Schulman, eski projeler başkanı Jonathan Lachman, yapay zeka mühendisliğinde deneyimli isimler Barret Zoph ve Lilian Weng, Thinking Machines Lab’in çekirdek ekibinde yer alıyor. Hepsi, geçmişte büyük ölçekli yapay zeka sistemlerinin mimarları arasında yer almış isimler.
Sessizlik, Stratejik Bir Seçim mi? Yoksa Erken Aşama Göstergesi mi?
Girişimin bugüne dek herhangi bir ürün veya araştırma açıklamamış olması, iki farklı yoruma yol açıyor.
Birincisi, Thinking Machines Lab’in stratejik bir sessizlik politikası izlediği yönünde. Bu bakış açısına göre, Murati ve ekibi kamuoyuna aceleci bir lansman yapmak yerine, olgunlaşmış ve etkisi yüksek bir ürünle sahneye çıkmayı tercih ediyor. Apple gibi şirketlerin yıllarca sürdürdüğü bu tür gizlilik stratejileri, beklentileri kontrol altına almak ve etkiyi maksimize etmek açısından sıkça tercih edilen bir yol.
İkinci yorum ise, girişimin henüz temel Ar-Ge sürecinin başında olduğu. Bu görüşe göre Thinking Machines Lab, henüz kavramsal modelleme ve teknoloji altyapısı kurma aşamasında. Dolayısıyla ürün veya teknoloji paylaşmak için erken.
Her iki senaryo da geçerli olabilir. Ancak ortak nokta şu: Ne olursa olsun, Thinking Machines Lab, daha başlamadan büyük bir beklentiyi ve ilgi odağını arkasına almayı başardı.
Yapay Zekada Yeni Bir Güç Dengesi mi Kuruluyor?
Son beş yılda yapay zeka pazarını OpenAI, Google DeepMind, Anthropic ve Meta gibi teknoloji devleri domine etti. Ancak Thinking Machines Lab’in bu ani yükselişi, sektörde güç dengelerinin değişmeye başladığını gösteriyor olabilir. Özellikle AGI gibi uzun vadeli ve vizyoner bir hedefe odaklanması, şirketi sadece bir teknoloji girişimi değil, bir paradigma değişiminin öncüsü haline getirme potansiyeli taşıyor.
Murati, daha önceki açıklamalarında yapay zekanın “insanla daha uyumlu çalışması gerektiğini” vurgulamıştı. Thinking Machines Lab, bu çizgiyi merkeze alarak daha güvenli, etik, anlaşılabilir ve kişiselleştirilmiş yapay zeka sistemleri üretmeyi amaçlıyor.
Eğer bu vizyon başarılı şekilde hayata geçerse, Murati’nin girişimi yalnızca teknik başarılarla değil, aynı zamanda toplumsal etkisiyle de adından söz ettirecek.
Adını Henüz Ürünle Değil, Güvenle Duyuran Bir Girişim
Thinking Machines Lab, alışıldık girişim tanımlarını altüst eden bir oluşum. Henüz bir ürün göstermemiş olmasına rağmen, teknoloji dünyasında ciddi bir güven dalgası yarattı. Bu güvenin kaynağı ise yalnızca Murati’nin geçmişi değil; aynı zamanda onun liderliğinde kurulan sağlam ve deneyimli ekip, net ama henüz kamuoyuna açıklanmamış bir vizyon ve uzun vadeli düşünce yapısı.
Yapay zekanın geleceği üzerine konuşurken artık yeni bir isimden bahsetmek gerekiyor: Thinking Machines Lab. Önümüzdeki aylarda bu ismi çok daha fazla duyacağız gibi görünüyor. Şirketin ilk ürününü ne zaman tanıtacağı bilinmese de, o an geldiğinde sektörün gündemini tamamen değiştirmesi şaşırtıcı olmayacak.